YANIK BENİZLİ KADINLAR

Raziye Gök Aktaş
29 Temmuz 2025 Salı 18:08
Hepimizin belki haftada bir kez uğradığı pazarlarda minik bedenleri ile ailesine destek olmaya çalışan çocukları görünce hep içim sızlar. Her seferinde de okula gidip gitmediğini, derslere ilgisini sormadan geçemem. Keşke bu çocuklarımız pazarlarda çalıştırılmasalar parklarda oyun oynasalar, okulları/dersleri, gelecekleri ile ilgilenseler.
Bir de yanık benizli kadınları görünce içim sızlar.
Sebze Meyve tezgahlarında bekleyen, ürün sandıklarını taşıyan, müşteriyle ilgilenen, pazar tezgahları arasında küçük piknik tüpünde öğlen yemeği için vazgeçilmez yemekleri olarak gördüğüm melemen pişiren, akşam evine döndüğünde akşam yemeği yapan, temizlik yapan ve çocuklarına zaman ayırmaya çalışan yanık benizli kadınlar.
Pazarcı kadınlar yıpranmış ellerini bazen saklamaya çalışsalar da yüzlerinde oluşan güneş yanığı ile ne kadar meşakkatli bir iş yaptıkları saklanamıyor.
Bazen 50 kuruşun dahi pazarlığını yapanı gördüğüm pazarlarda içten içe pazarlık yapana kızmadan edemiyorum.
Pazar tezgahlarında çalışan bir çok çocuk işçi, bir çok kadın maalesef sosyal güvencesiz çalışıyor.
Belediyeye pazar yeri işgal bedeli ödeme gücü olmayan kendi evinin önünde yetiştirdiği maydanozu, marulu hemen pazarın yanı başında küçük bir örtü üstüne koyarak satmaya çalışanlar.
Bunlar da sosyal güvencesiz.
Konuştuğumda kimisi emekli olması dolayısıyla sosyal güvenceli ama aldığı emekli maaşı evinin giderlerini karşılamadığı için bahçesinde yetiştirdiği yeşillikleri satarak ek gelir sağlamaya çalışıyorlar.
Genel olarak pazarcı kadınlar sosyal güvenceden yoksun kalmış.
Pazarcılık faaliyetleri eşleri adına olduğu için sosyal güvence de eşleri adına dolayısıyla sosyal güvenlik desteğinden eşlerinin kayıtlarından faydalanıyorlar.
Bu durumdan çokta şikayetçi olmasalar da keşke biz de emekli olabilsek diyorlar. Aslında sosyal güvencenin öneminin farkındalar ancak, ikinci bir kişinin sosyal güvence giderini karşılayacak gelirleri olmadığı için şikayetçi olmama kabullenme durumunu seçmişler.
Ülkemizde benzer durumda farklı sektörlerde çalışan bir çok kadın var.
Ev kadınlarına hükümet emekli olma yolunu açan bir yasa çıkarmıştı.
Pazarcı kadınlar gibi farklı sektörlerde çalışan bir çok kadın ev kadını olmadığından bahisle emekli olmayı emekli maaşı almayı arzu etmektedir.
Esnaf/pazarcı/şirket ortağı eşin bağ-kur primi ödemesi yasal zorunlulukken pazarcı vergi mükellefi eşin yanında çalışan kadının herhangi bir sosyal güvenlik prim ödemesi yok. Dolayısıyla bu şekilde sosyal güvencesiz çalışan bir kadın ekonomik açıdan, sosyal güvenlik açısından kendini hep eşe bağlı hissedecektir. Bir gün olası eşlerin ayrılığı durumunda kadın yıllarca çalışmış olsa da devlet eliyle bir gelir ve sosyal güvence desteği maalesef alamayacaktır.
Bu hususta yasa koyuculara bir öneri olarak; Vergi mükellefi eşin ödediği bağkur priminin mesela %30 kısmı eş/kadın adına kesintiye tabi tutulmalı ve bu şekilde kadının da sosyal güvenlik desteği kaydı olmalıdır. Bu hususa bakış sosyal devlet anlayışının da gereğidir.
Bu önerimin burda yazılan bir köşe yazısı olarak kalmayacağını umuyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 1983 Antalya Son Haber