YANGINLARLA MÜCADELEDE BİLİM TEMELLİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR POLİTİKALAR ŞART
2021 yılında Manavgat’ta yaşadığımız büyük felaketin izleri hâlâ hafızalardayken, bu hafta sonu Türkiye’nin pek çok bölgesinde yeniden büyük orman yangınlarıyla karşı karşıya kaldık.

02 Temmuz 2025 Çarşamba 17:18
Çevre Mühendisleri Odası yaptığı açıklamada orman yangınlarının önemine dikkat çekerek, yangınlarla mücadelede bilim temelli, sürdürülebilir politikaların şart olduğunu belirtti ve kamuoyunu konuyla ilgili bilgilendirdi.
Ormanların Geleceği, Biyoçeşitliliğin Varlığı ve İklimin Dengesi İçin Yangınlarla Mücadelede Bilim Temelli, Sürdürülebilir Politikalar Şart
2021 yılında Manavgat’ta yaşadığımız büyük felaketin izleri hâlâ hafızalardayken, bu hafta sonu Türkiye’nin pek çok bölgesinde yeniden büyük orman yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. Artan sıcaklık dalgaları, kuraklık ve insan faaliyetleriyle birleştiğinde yangın riski çok daha yaygın ve yıkıcı hale gelmektedir. Avrupa Çevre Ajansı’nın 28 Haziran 2025 tarihli raporunda da vurgulandığı gibi, Avrupa genelinde ormanların karbon tutma kapasitesi zayıflamaktadır. Bu durum sadece iklim hedeflerini değil, aynı zamanda orman ekosistemlerinin ve biyoçeşitliliğin geleceğini de tehdit etmektedir. Türkiye’nin bir parçası olduğu Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinden en
fazla etkilenen bölgelerden biridir. Yangın sezonunun uzaması, daha erken ve şiddetli sıcak hava dalgalarının başlaması artık normaldir.
BİR ORMAN SADECE AĞAÇTAN İBARET DEĞİLDİR
Ormanlar, yalnızca karbon yutağı değildir; aynı zamanda yaban hayatının evidir, su döngüsünün temelidir, toprak erozyonunun doğal önleyicisidir ve yerel iklimin dengeleyicisidir. Ormanların tahrip olması; sadece ağaçların değil, binlerce türün, su kaynaklarının, toprağın ve yerel yaşamın yok olması anlamına gelir. Yangınlar sonrası ortaya çıkan ince partiküller (PM2.5) hava kalitesini ciddi şekilde bozar, halk sağlığını tehdit eder, yüzey akışıyla birlikte su kaynakları kirlenir ve toprak kayıpları yaşanır.
İNSAN KAYNAKLI TEHDİT VE İHMALLER
Bugün yaşadığımız yangınların çoğu insan kaynaklıdır. Anız yakma, tarımsal atıkların uygun olmayan şekilde doğaya bırakılması, orman içinde izinsiz girişler ve enerji nakil hatlarından kaynaklı kıvılcımlar yangınların başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Bu ihmallerin bedelini yalnızca ormanlar değil, tüm yaşam ödemektedir.
ORMANLARIN GELECEĞİ İÇİN BİLİMSEL VE KATILIMCI MÜCADELE
Ormanların korunması yalnızca iklim nötrlüğü hedefleri için değil, doğa temelli çözümler ve biyoçeşitlilik açısından da vazgeçilmezdir. Bu bağlamda:
Orman yangınlarına karşı önleyici çevresel risk haritaları hazırlanmalı,
Karbon yutağı kapasitesi azalan alanlar restorasyon önceliği olarak belirlenmeli,
Ormanlık alanlarda evsel ve tarımsal atık dökümüne karşı etkili denetim sistemleri kurulmalı,
Yangın sonrası toprak ve su kalitesi izleme sistemleri geliştirilmelidir.
DOĞAYI KURTARMAK GELECEĞİ KURTARMAKTIR
Yanmış alanların doğal süreçlere uygun, yerli türlerle yeniden yeşertilmesi, yamaç ve su kenarlarında erozyon kontrolü sağlanması ve yeşil altyapı uygulamaları (örneğin yağmur bahçeleri, su tutucu teraslar) doğanın kendi iyileşme kapasitesini destekleyecektir. Doğayı mühendisliğin yanı sıra doğa temelli çözümlerle korumak gerekmektedir.
ÇAĞRIMIZDIR
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak, merkezi ve yerel tüm kurumları, karar alıcıları ve yurttaşlarımızı iklim değişikliği gerçeğini gözeten, doğayla uyumlu, katılımcı, veri temelli ve sürekli bir orman koruma politikası oluşturmaya çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki, yangınla mücadele yalnızca yaz aylarında değil, yıl boyunca süren bilimsel, toplumsal ve ekolojik bir görevdir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 1983 Antalya Son Haber