SEÇİM

Pazar günü ülkemizin kaderini etkileyen bir seçime gidiyoruz. Bu seçim, diğerlerine benzemeyen bir seçim. İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun, oy pusulasına elimiz vardığında şöyle etraflıca düşünmeliyiz. Dünü ve bugünü doğru kıyas yaparak, vicdanımıza başvurarak önümüzdeki dört sene bizi yönetecek lidere mührü vurmalıyız.

 

Bu yazıyı kaleme aldığım şu saate kadar onlarca araştırma şirketi seçim ile ilgili tahminlerini açıklıyor. Kimi şirket Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kimi şirket ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarışı önde götürdüğünü söylüyor.

 

Bugüne kadar pek çok seçim yaşadık ve bu seçimlerin büyük bir çoğunluğunu yakından takip etme fırsatını buldum. Bugüne kadar edindiğim tecrübeye göre, seçimleri son dakika kararsızların belirleyeceğine inanıyorum. Şuan itibariyle oylarını kime vereceğini bilmeyen veya hala düşünme aşamasında olan ciddi bir kitle var. Bu kitle, kararını oy pusulasını eline aldığında nihai kararını vermiş olacak.

 

Araştırma şirketleri, kararsızların oy oranının ortalama yüzde 8-10 civarında olduğunu söylüyorlar. Bu veriler doğru ise, bu çok ciddi bir oran. Ak Parti’nin bir seçim reklamını kararsızlara yönelik çekmesi, bu anket verilerinin doğru olabileceğini gösteriyor. Seçim sürecinde yarışan 3 kişi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Oğan…

 

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin yarıştan çekilmesinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne yarayacağını düşünenler var. Oysa Muharrem İnce taraftarlarının da bu konuda kafası karışık. Yani Muharrem İnce’ye kullanılacak oylar çantada keklik değil. Bu üç siyasi, Muharrem İnce’nin taraftarlarına kendilerini doğru anlatabilirlerse, başarıyı yakalar. İnce’nin yarıştan çekilmesinin Sinan Oğan’a ciddi katkı sağlayabileceğini düşünüyorum. Araştırma şirketlerinin açıklamalarına göre, ciddi oy alan Sinan Oğan, İnce’nin kararıyla oy potansiyelini yükseltebilir.

 

Bu seçimde kim oy alırsa alsın, toplumu birleştirici bir politika izlemesi gerekiyor. Toplumumuz kutuplaşma ve aşırı siyasileşmeden bıktı. Bu toplumun üzerinde çok ciddi bir yük var. Bu yükün azaltılması, özellikle ekonomide normalleşme adımlarının atılması gerekiyor.

 

Olası bir tepki, olası bir kargaşa zaten zor durumda olan halkımızın daha fazla yıpranmasına neden olacaktır. Seçimin ilk turda bitmesi durumunda, tüm siyasi partiler bu karara saygı duymalı, olası bir kargaşanın önüne geçmeliler.

 

Bu ülkenin sorunu siyasi partiler değil. Bu ülkenin sorunu artan işsizlik ve giderek hayatı daha da zorlaştıran enflasyon ve pahalılık. Eğitimde fırsat eşitliği ve ekonomik alım gücünün yükselmesi gerekiyor. Gençlerimiz yarınlarından umutsuz. Onların umudunu yeşertecek sağ duyu yaklaşımlarına tüm siyasi partiler kayıtısz kalmamalı.

 

Bu ülke bir tane ve hiçbirimizin bu ülkeden gidecek başka bir yeri yok. Nereye giderseniz gidin, vade dolduğunda bu topraklara gömüleceğiz. Öylese, bu seçimin sevgi, barış kardeşlik bağında tamamlanması hepimiz için önemli.

 

Umarız bu seçim, hepimiz için güzel günlerin başlangıcı olur. Buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.