NİSAN YAĞMURU ÜRETİCİYİ UMUTLANDIRDI

Geçtiğimiz yıllarda kurak bir sezon geçiren açık alan üreticisi, ektiği ürünlerden verim alabilmek için bu yıl umutlarını Nisan yağmurlarına bağladı. Antalya, Nisan ayına yağmurla girdi. Nisan yağmuru, uzun zamandır yağış bekleyen özellikle hububat üreticisini hem sevindirdi hem de umutlandırdı.

Antalya'daki hububat üreticileri, uzun zamandır bekledikleri yağmurun yağmasını sevinçle karşıladı. Nisan yağmurlarının ürünler için çok önemli olduğunun altını çizen üreticiler, yağmur yağmasaydı sulama yapmak zorunda kalacaklarını belirtti. Şubat ve Mart aylarında istenilen seviyede yağışın alınamadığına işaret eden Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meclis Üyesi Ahmet Yılmaz, Mart ayında bazı üreticilerin sulama yapmak zorunda kaldığını belirtti.

"MART AYINDA SULAMA BAŞLAMIŞTI"

Şubat ve Mart aylarında yeterli yağış olmaması nedeniyle yaşanan kuraklıktan dolayı ekinlerin yeteri kadar gelişemediğine işaret eden ATB Meclis Üyesi Ahmet Yılmaz, "Nisan yağmurları olmazsa çok büyük sıkıntı olacaktı. Çünkü, sulama imkanı olanlar Mart ayında sulamaya başlamıştı. Sulama imkanı olmayanlar ise, mecburen yağışları bekliyordu. Nisan ayına güzel bir yağışla girdik. Yağış böyle devam ederse, hububatta beklediğimiz ürünü alırız diye ümit ediyoruz" şeklinde konuştu.

"GEÇTİĞİMİZ YIL KURAK GEÇMİŞTİ, NİSAN YAĞMURU UMUTLANDIRDI"

İklim değişikliği ve yağışların azalmasının tıbbi aromatik bitki sektörünü de olumsuz etkilediğini belirten ATB Meclis Üyesi Ergin Civan ise, "Her ne kadar bizim ürünlerimizin büyük bir kısmı kıraç arazilerde ekstra sulama yapılmadan üretilse de yağış oranı ister istemez verimde etkili oluyor. Rezene'nin illaki sulanması gerekiyor ama kekik ve adaçayı gibi ürünler ise sulanırsa verim artıyor. Birkaç defa hasat alınabiliyor. Sulanmadan kıraç arazide tek hasat oluyor" dedi. Geçen yılın çok kurak geçtiğini hatırlatan Civan, yeterince ürün elde edilemediği için fiyatların bu yıl sezonda anormal arttığını ve ikiye katladığını belirtti. Mart ayında yeterli yağış alınamadığını söyleyen Civan, "Umarım Nisan ayındaki yağışlarla ürünler biraz kendini toparlar. Yoksa ürünün az, fiyatların çok yüksek olduğu krizli bir yıl daha gelir. Nisan ayına yağmurla birlikte girmemiz, bizleri hem sevindirdi hem de umutlandırdı" açıklamasında bulundu.

"SU KONUSUNDA CİDDİ BİR DÜZENLEME YAPILMASI GEREKİYOR"

Beklenen Nisan yağmurları gelse de, Antalya'da su sıkıntısının her geçen yıl artış gösterdiğine dikkat çeken ATB Başkan Vekili Halil Bülbül ise, "Su konusunda ciddi anlamda makro bir düzenleme yapılması gerekiyor" dedi. 

"DENGE KURMALIYIZ"

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2025 yılı Ocak ve Şubat aylarına ait verilerine göre, Türkiye'de yağışlar azalırken sıcaklıkların artmasının kuraklık riskini artırdığını kaydeden Bülbül, "Şubat ayında Türkiye genelinde ortalama 9.7 gün yağış görülürken, Antalya ve çevresinde bu süre 3 güne kadar düşmüş. Uzmanlar, olası kuraklığa karşı acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor" dedi. Dünya Su Günü kapsamında düzenledikleri “Tarım Gündem” programında da Antalya’nın su varlığı ve tasarrufunun ele alındığını vurgulayan Bülbül, suya uygun tarım yapılmasının önemine değindi. Özellikle tropikal ve subtropikal bitki üretiminde, su tüketimi yüksek ve düşük ürünler arasında bir denge kurulması gerektiğini kaydeden Bülbül, "Antalya, hızla kurak bir kent haline gelirken, uzun vadeli yatırımlar gerektiren su tüketimi yüksek ürünlerin üretimini stratejik bir bakış açısıyla değerlendirmeliyiz. Muz ve avokado gibi coğrafi işaretli ürünlerimiz, Antalya’nın iklim avantajıyla yüksek kaliteye sahip. Ancak, bu ürünleri kontrollü üretmeli ve değerinde pazarlamalıyız. Üretim planlaması, Antalya tarımı için kritik bir konu. Doğru bir planlama ile hem su kaynaklarını koruyup hem de üreticinin ekonomik sürdürülebilirliğini sağlayabiliriz" ifadelerini kullandı.

"HEM SU YOK DİYORUZ HEM DE ÇOK SU TÜKETEN ÜRÜNÜ ÜRETMEYE ÇALIŞIYORUZ"

Antalya bölgesinde su sıkıntısı olmasına rağmen herkesin çok su isteyen muz serası kurmaya çalıştığını belirten ATB Meclis Üyesi Veli Karasu ise, "Olması gereken bu işe dur demek. Hem su yok diyoruz hem de aksine suyu çok tüketen bir ürünü yaygın şekilde üretmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. HABER: YUSUF KATRAĞ