MAVİ BALİNANIN YOLCULUĞU

GAZANFER ERYÜKSEL
24 Ağustos 2025 Pazar 13:00
I
Mavi balinanın da uçabileceğini düşünürken, bu bir düştü aslında, göğe baktı. O an göğün mavi balina olduğunu hissetti. Su balesi yapan uçan balıklarla yunusların da göğe baktıklarını fark etti. Kuşlar göğün bilinçaltında dip notu olmuşlardı artık. Mavi balina ki ah hem denizde hem de gökte olabilmenin suretiydi. Tıpkı yolların salt yazıda değil göklerde de olması gibi. Seferi olmanın evrenselliği…
Âşık Veysel’in gündüz gece yürüdüğü o yolun göklerin bir izdüşümü olması. Rüzgârın üst akıntısında yürüyüp koşan bulutların Veysel’e kanon yapması. Şairin iç dünyasındaki yeraltı ırmağının yazının gözesinden şiir olup yürümesi üstgerçekçidir (sürrealist) artık, hele bir de o mavi balina gökyüzünde bulut olsun. (Sürrealizm kavramının Türkçeye “gerçeküstücülük” diye yapılan çevirisinin yanlış olduğunu Özdemir İnce yazmasaydı ezbere devam edecekmişiz. Doğru çeviri yukarıda kullandığımız gibi üstgerçekçilik’tir.)
“Hayal ettiğiniz her şey gerçektir derken Picasso, yankısı İstanbul’dan Yahya Kemal’den gelecektir, “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar.”
Rakım Elkutlu ise güftesi Nahit Hilmi Özeren’e ait bir Nihavent şarkıyla İzmir’den katılır fasla
“Hayâl içinde akıp geçti ömr-ü derbederim / Bakıp bakıp da o mâziye şimdi ah ederim / Ne bir emel ne ümit var hayat bu muydu derim / Bakıp bakıp da o mâziye şimdi ah ederim.”
Nahit Hilmi Özeren’in hayal ile olan hukuku bir başka güfte ile daha dolanacaktır musiki dünyasında;
“Geçti hayâl içinde bunca yıl, bir gün gibi / En eski hâtıralar, daha henüz dün gibi / Neden gönül bu içli hayata küskün gibi / En eski hâtıralar, daha henüz dün gibi” Bu kez beste Osman Nihat Akın’dan gelecektir.
Hayal öyle bir zaman boyutudur ki gelecek zaman ile geçmiş zamanın vücut bulduğu sınırsız bir iklimdir. Mevsimler ve iklimler üst bir dil desek yeridir.
Hayal bir yol ve yolculuk hâlidir. Nasıl da gerçektir ama.
“Benem ol aşk bahrisi / Denizler hayran bana / Derya benim katremdir / Zerreler umman bana” diyen Yunus Emre’nin yolu dosta gitmektir. “Çün dosta gider yolum / Mülk-i ezeldir ilim / Aşktan söyler bu dilim / Aşk oldu seyran bana” Ancak, “Bir kılı kırk yardılar / Birin yol gösterdiler / Bu mülke gönderdiler / O yola düşüp geldim” dizeleriyle de yol ve yolcu hâlini söylemektedir.
II
Fırınında kutup güneşinin
Buzul demliyorduk
Ağacın taç genişliğine göre
Dikiyorduk fidanları
Bir düşüm çıkmazsa gelirim dedi
Rüzgâr ki
İçinden sular akan
Bir vadiden geçiyordu
Yolcu ederken kendini deniz
Irmaktı su döken ardından
Tez gidip de
Yağmur olup gelesin diye
Yere, göğe, yıldızlara seslendi yaz
Gelen sonbaharın
İlkyaz yolcusu olduğunu
Kışa rağmen
Dünyanın gerisini toplamak
Kâinatın işiydi elbet
Onca yıldızla gezegen
İçindeymiş de bir karadeliğin
Görememişiz
Eyvah!
Şiiri aşan şey ki ah
Ruhuymuş onun
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 1983 Antalya Son Haber