26 Ekim 2025
  • Antalya24°C

CUMHURİYET VE HALKÇILIK

NURİ SEZEN

25 Ekim 2025 Cumartesi 23:54

Bilindiği gibi Cumhuriyet, Cumhur- halk yönetimidir. Krallık, hanedanlık, diktatörlük gibi totaliter, teokratik yönetimleri reddeder. Cumhuriyet halkın kendi kendisini yönetmesi kendi yasalarını kendi yapması, kendisiyle ilgili kararları kendisinin vermesi demek. Halk bu yetkisini, seçtiği temsilcilerle gerçekleştirir. Demokratik bir sistem diyebileceğimiz bu idari yapıda uygulama sapmaları da görülebilir.

Halkın kendi vekilleri ile ve bu vekillerin oluşturduğu iktidar, lider ola ki asıl hizmet noktalarına değil de güç odaklarının çıkar çevrelerine, yandaşlara, burjuvaziye odaklanarak asıl hizmet noktasını bırakıp yanlış yerlere hizmet edip halkı göz ardı etmesin diye, Halkçılık ilkesini Cumhuriyetle beraber kullanması tedbiren bir zorunluluk olmuştur.

Dünyada sınıfçı, diktacı, mezhepçi Cumhuriyetler var. Bütün bunlarınn bir Cumhuriyet istismarı olduğu,o rejimin halkçılık uygulamalarına bakılırsa anlaşılabilir.

Halkını önemseyen diktatörlükler olabilir ama, halkı düşünmeyen bir Cumhuriyet olamaz.

Halk çok güvenilen bir sosyal kesim midir, halk hata yapmaz mı?

Eğitim, algı, din, propağanda gibi yollarla halk yanıltılabilir, satın alınabilir ama, halk yine de hatasını düzeltme şansına sahiptir. Halkın halkçı yönetimler tarafından, halk yararına eğitilmesi zor bir iş değildir.

Halk Demokrat olmak zorundadır.

Halk geçmişi itibarıyla milli kökenlerine bağlı, saygılı, milliyetçi olmak zorunda.

Halk egoist olamaz, gelecek nesillerin hakkına el atamaz. Onların geleceğini hazırlayıp bir miras Köprüsü gibi yeni nesillere gelecek hazırlayıcısı olmalı.

Halk özgürlük tutkunu, bağımsızlık onuruna düşkün olmalı.

Halk kendini meydana getiren bireyler arasında adil olmalı.

Halk bu konularda başıboşluğa terk edilemez. Yasaklarla denetim ve takiplerde daima özenli bir düzen sergilemeli.

Devletin mutluluğu halkın mutluluğu ile eşleşmeli. Halk devletini düşünen, hizmet eden idealist fertlere sahip olurken, devlet yöneticileri de halkını düşünen bir görüş, anlayış ve çalışma sorumluluğun içinde olmak zorunda olmalıdır. Ülke Ancak böyle bir yapı ile gün ışığına kavuşur.

Halkını düşünmeyen devlet yönetiminde, ülkesinin nimetlerinden yeterince yararlanamayan bir halkın yurt savunmasında ki isteksizliği “ ben bu memleketin nesini savunayım” der gibi halleri görülebilir.

Başka ülkelerin hayranlığı içinde kendi ülkesini beğenmeyen vatadaşlar çoğalırsa; ülke sahipsizliğe doğru gidiyor demektir.

Savaş; hazarda kazanılır ya da kaybedilir. Bu bakımdan devlet yöneticilerinin sorumluluğu pek çoktur. Ülkesini yıkmak isteyen bir zihniyet halkına zulmeder.

“ Cumhuriyet Fazilet ve ahlaka dayalı bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. sultanlık korkuya tehtide dayalı olduğu için; korkak, zelil, tembel insanlar yetiştirir.” 1925 Atatürk “Türk Milletinin tabiat şiarına en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir.” 1924 Atatürk.

Bizim cumhuriyetimiz, ayrıca bir ulus cumhuriyetidir. Halkı, ulusu, ulusun kalkınması için ilmi, aklı, bağımsızlığı, çağı arayan bir anlayıştır.

Mustafa Kemal'in bir emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti, Türk'ün devlet kimliğidir. Bu kimlik yok edilirse, bu devlet yıkılır. Varlık nedenimiz Türklük yitirilirse, bu ülke savunmasız kalır. Altı da, üstü de bir sofra gibi kullanılan bu ülkenin kaymağından yararlananların ne kadarı ülke savunmasında yer alır, savaşır ölümü göze alır? Düşünmeli.

Türklüğe bir çiçek gibi bakmalı, korumalı , soldurmamalı.

O bakımdan: 102 yılında O nun bir fazilet olduğu bilincindeyiz. “Cumhuriyetimiz ilelebet müdafa ve muhafaza edilecektir.” 

Bu yazı toplam 401 defa okunmuştur.
Yorumlar