18 Nisan 2024
  • Antalya20°C

AŞI ÇALIŞMALARI

Eyüp Koçak

13 Ocak 2022 Perşembe 09:36

Korona virüsün ortaya çıktığı ilk günü hatırlıyor musunuz?

Virüsün ortaya çıktığı o ilk günleri ben daha dün gibi hatırlıyorum. Çin sokaklarında yere ansızın düşen insanlar, hastane koridorlarında ölümle burun buruna gelen insanların çaresizliği, daha dün gibi hafızalarımda. 

Virüsün dünyaya yayılmasıyla tüm bilim insanları adeta seferber olmuş, bu görünmez düşmana karşı elde avuçta var olan tüm bilgiler, bir şekilde tedavi sürecine dâhil edilmişti. Korona virüsün tüm dünyayı esir almasından bugüne yaklaşık 2 yıl geçti.

İnsanlık bu sinsi, can alıcı düşmana karşı eskisi gibi savunmasız değil.  İlk şok sürecinde sinovac aşıları, toplu ölümlerin önüne geçmeyi başardı. Hastanelerde hasta sayısı düştü. Derken,  Biontech, Coronavac, Sputnik gibi pek çok aşılar geliştirildi.

Tabi bir taraftan aşılar geliştirilirken, diğer taraftan virüs de boş durmadı.

Alfa, beta, Delta derken bugün insanoğlu, Amicron mutasyonuna karşı mücadele veriyor. 

Amicron mutasyonu, insanlara diğer mutasyonlardan daha hızlı bulaşıyor. 

Daha hızlı bulaşıcı olduğu için, öldürücülük seviyesi bir önceki mutasyonlara göre daha az.

Bu nedenle bu mutasyon ilk başta, çok ciddi alınmadı.

Tüm aşıları  yaptıran kişilerde hafif seyreden bu varyant, Amerika ve İngiltere’de ölümlere neden olunca,  Avrupa’nın belli başlı ülkelerinde kısıtlamalar tekrar gündeme geldi.

Ülkemizde de aşı geliştirme alanınca çok başarılı çalışmalar devam ediyor. Akdeniz Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi gibi pek çok saygın üniversite, COVID-19 aşılarının üretimine ilişkin çalışmaları devam ettiriyorlar.

Teknolojik araştırma kurumunun (TÜBİTAK) desteği ile Türkiye'de toplam 17 yerli aşı çalışması var. Bu aşı çalışmalarından bir tanesine geçtiğimiz günlerde kullanım onayı verildi. Erciyes Üniversitesi tarafından yürütülen inaktif COVID-19 aşısı; 3 ayrı fazı başarıyla tamamladı.

Hep merak ederim, mutlaka sizler de merak ediyorsunuzdur.

Nedir faz? Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 çalışmaları hangi koşullarda ve hangi amaçla gerçekleştiriliyor, biraz da bundan bahsedelim.

İnaktif aşı çalışmasında toplam 3 deney modülü bulunuyor. Bunlardan ilki yani faz 1 olanı,  deney sürecinin ilk aşamasıdır. Bu süreçte aşı, güvenliğini değerlendirmek, bağışıklık tepkisi oluşturmak için gönüllü kişilere az sayıda doz uygulanıyor. Bu klinik testte istenilen sonuç elde edilirse, hemen 2'nci modül olan Faz-2 klinik deneylerine geçiliyor.

Faz 2'de yine aşı güvenliği ve bağışıklık tepkisi ölçmek için oluşturulan aşı formülü,  faz-3’te bu sefer bir kaç yüz gönüllüye belirlenen dozda veriliyor. Bu aşamada yaş, cinsiyet gibi özellikler belirleniyor. Bu aşamada genellikle çeşitli yaş grupları ve farklı aşı formülleri değerlendirilmek için bir den fazla klinik deneye tabi tutuluyor. Aşı olan ve olmayan gruptaki değişimler tespit edildikten sonra, son aşama olan faz3 modüle geçiliyor. Faz-3'te ise gönüllü sayısı daha da artıyor bu sefer binlerce kişiye uygulanıyor. Yapılan aşının geniş popülâsyonda hangi yan etkilere neden olup olmadığı tek tek tespit ediliyor.  Sonrasında ise herhangi bir sorun yoksa o aşıya ya ruhsat veriliyor veya kullanıma konmuyor.

İşte ülkemizde de bütün klinik deneyleri geçen ve acil kullanım onayı alan bir aşımız var. 

Aşının adı Türkovac…

Bu aşının klinik deney çalışmaları Erciyes Üniversitesi’nde gerçekleştirilmişti. 

Yerli corona virüs aşısı TURKOVAC'a acil kullanım onayı verildi ve seri üretimine başlandı. Aşıda herhangi olumsuz bir yan etki gözlenmedi.  50 yıl sonra Türkiye, tekrar yüzde yüz aşı geliştirmeyi başardı. Aşının üretimi Şanlıurfa'daki merkezde gerçekleştiriliyor. 

 

TURKOVAC'ın üretimiyle birlikte bu aşı tüm dünyada insanlığın hizmetine sunulacak.

Öte yandan Hıfzıssıhha ile ilgili ihale, 10 gün kadar önce ihale süreci başladı, teklifler alındı.

Gelecek hafta ihalenin sonuçlanması ümit ediliyor.

Ankara Havalalanına yakın yerde 50 bin metrekare kapalı alanın gelecek yıl bitirilmesi hedefleniyor. 

Sağlık Bakanı Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hıfzısıhha sorusuna da yanıtladı. 

 

Aşı enstitüsünde, ileri teknolojilerin bir arada olduğunu söyleyen Koca, buranın dünyanın en büyük kapasiteli aşı Ar-ge ve üretim merkezi olacağını söyledi.

Hıfzısıhha; MRNA, inaktif aşı, nazal aşı, protein aşısı ve adonovirüs aşısının Ar-Ge üretim merkezi olacak. 

 

 

Bu yazı toplam 1712 defa okunmuştur.
Yorumlar