26 Nisan 2024
  • Antalya26°C

DEVLET, DEVLET YÖNETİCİLERİ, VATANPERVERLİK

Ergün Efe

17 Nisan 2020 Cuma 11:01

Vatanperverlik çok müstesna bir ruh halidir. Vatan zora düştüğünde hiç ummadıklarınız cepheye koşarken, “İşte bu” dedikleriniz arkasına bakmaksızın kaçıp canını kurtarmaya çalıştığı tarihte sıkça görülmüş bir durumdur.
 
‪Bu yüzden kimse kimsenin vatan sevgisini sınamamalı. O öyle bir sevgidir, öyle bir bağlılıktır ki kimilerinin koyduğu sınırlar içine pek sığmaz. O aşk gibidir, tarifsizdir!..
 
Biz, Türkler’de binlerce yıldır “Devlet” kavramına kutsallık atfedilir. Ancak temel bir meseleyi çok iyi anlamak gerekir ki devlet batmasın. Devlet ile devlet idarecilerini aynı şey sanmak devlete iyilik değildir. Devlet ve devleti yönetenler elbette ilişkilidir, ama aynı şey değildirler. Yönetici gün gelir gider, devlet kalıcıdır.
 
Devleti yönetenlere makamından dolayı saygı gösterilir, ama onlara tıpkı devlet gibi dokunulmazlık atfetmek doğru değil. Bu yanlış algı yüzünden tarihte kimi idarecilere gereksiz tavizler verilmiş ve bunun sonucunda kimi devlet batmıştır.
 
Bu yüzden bazı kavramları karıştırmamak ve iyi anlamak gerekir. Gözlemlediğim kadarı ile ülkemizde de bu konuda kavram kargaşası var. Netlik kazandırmakta yarar var:
 
  1. Devleti eleştirmek ile ülkeyi yönetenleri eleştirmek aynı şey değil.
  2. Eleştirmek demokrasinin temel esaslarındandır.
  3. Aşırı hassasiyet insanların ülkesini sevdiğine işarettir.
  4. Vatan sevgisi his, savunması ise akıl işidir.
  5. Millet gerektiğinde şehit düşer. Onun için idarecilerin ciddi hatalar yapma lüksü yoktur!
  6. Ülkeyi sevmek kimsenin tekelinde değildir. Er dediğin er meydanında belli olur!
  7. Vatan sevgisi kimsenin tekelinde değildir, milletin gönlüdedir.
  8. İş bu halde vatan milletin bir bölümü değildir, tümüdür.
 
Siyaset erbabımız siyasetini sadece etki - tepki paradigması üzerinden kurmaktan vazgeçmeli. Bu çok yanlış ve bir o kadar da artık demode olmuş bir siyaset anlayışıdır. (Öyle olmayanları tenzih ederim)
 
Milli İrade’ye dayalı demokratik devlet sistemi sadece “çoğulun yönetimi” idaresi değildir. Milli İrade’nin tam olarak zuhur etmesi için yasama, yürütme, yargı ve medyanın bağımsız olması elzemdir.
 
Ayrıca, Milli İrade’nin “İdari yönetim hakkı” olduğunu, mutlak bir “Haklılık belgesi” olmadığını da artık “lütfen” anlamak gerekir.
 
Yukarıda izah ettiğim nedenlerden dolayı ülkemizi yönetenlere yönetilen her eleştiriyi bir “itibarsızlaştırma girmişimi” gibi algılamak da pek demokratik bir yaklaşım olmadığını söylemem gerekir.
 
Nitekim, demokratik hukuk devletinde en sert eleştiri bile (tabi ki hakaret içermemesi şartı ile) demokratik bir haktır.
 
Bu yazı toplam 21108 defa okunmuştur.
Yorumlar