18 Nisan 2024
  • Antalya22°C

POST - CAHİL

Gürsel Kaya

25 Ocak 2022 Salı 00:11

1970’lerde ortaya çıkıp, 1980’lerden itibaren kendini iyiden iyiye hissettiren küreselleşme, özellikle sermayenin sınır tanımaz  dolaşımıyla kendini gösterir. Gün geçtikçe her alanda ve her anlamda sınırlar yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlar. 1990’ların başında modernizme tepki olarak doğan postmodernizmi de kucağına alarak, ulus devlet kavramını ve tüm sınırları iyiden iyiye yok etmeye karar verir. Öncelikle sanatta kendini gösteren kural tanımaz post modernizm, daha sonra hemen her alanda boy göstermeye başlar. Post kapitalizm, post feminizm, post endüstriyelizm, post liberalizm vs. 

Bohçalı bir yama gibi ortalıkta dolaşan ve her köşe başında karşımıza çıkan postmodernizm, bireyi ve bireyciliği ön plâna çıkararak, toplumu ve toplumculuğu hedef alır. Bu durum toplumsal çözülmelere neden olur. Geleneksellikten kolay kolay çıkamamış, geç modernist toplumlarda, -ki bizim gibi- büyük yıkımlara  yol açar.

Geleneksel dönemde toplumumuzda cahil insan da, aydıninsan da kendini bilir; ona göre davranış geliştirirdi. En basitinden; “ benim aklım ermez, ben ne bileyim oğul onu okumuş insanlara sor, ben cahil bir adamım” gibi cümleleri duyardık çoğu kez. Şimdilerde öyle mi ya? Post cahiller türedi. Hem de milyonlarca. Her şeyi bilen, her şey hakkında fikir yürüten ve hüküm veren cahiller. Özellikle internetin bahşettiği engin bilgilerle donatılmış (!) post cahiller. Arama motorlarından, güvenilirliği tartışmalı bilgileri derleyip bilimsel gerçekmiş gibi sunan, sosyal medya ortamlarındaki okumayı kitap okumaya tercih eden, dikkatleri ve zihinleri dağınık bir kitle. Kendinizden uydurduğunuz bir sözün altına ünlü bir filozofun adını yazın ve sanal ortamda paylaşın. Görün bakın neler oluyor. Sâdece birkaç gün sonra kendiniz bile inanmaya başlarsınız sözünüzün, o filozofa ait olduğuna. Post cahiller sağ olsun…

Kendilerini geliştirmeyi ve değiştirmeyi asla düşünmeyen post cahiller, spordan sanata, siyasetten ekonomiye, dış ilişkilere, eğitime, sağlığa kadar hemen her konuda söz sahibidir. Televizyon kanallarında akşam sabah boy gösterip, milyonlarca insanın karşısında konuşma cesareti bile gösterirler. Sanal kültürün ürünü olan bu insanlar imgesel dünyalarında, her şeyi bilirler; bir tek, hiçbir şey bilmediklerini bilmezler.

Kaptırdık kendimizi bir kere. Kendimize biraz zor geliriz. Ya da gelemeyiz. Ne diyelim. Toplumsal duyarlılığı gelişmiş, gerçek aydın kimliğindeki insanların sancısı olarak kalır belki de. Ve toplumu hep yanlış yönlendirmeye devam eder bu bilge (!) kişiler. Âcizane tavsiyemiz, mümkün olduğunca bu insanlardan uzak durmanız.

Postça, pardon hoşça kalın…

Bu yazı toplam 3225 defa okunmuştur.
Yorumlar